17 Nisan 2013 Çarşamba

Monte Carlo


MonteCarlo başladı bildiğimiz gibi.
Benim için senenin en zor en zevkli zamanları.

Toprak kort sezonu işin zevkli kısmı. -bir de olası Galatasaray şampiyonlukları tabi :)-
Yoğunlaşan komiteler de illallah dedirten kısmı.

8 kez Monte Carlo şampiyonu Rafael Nadal'ın sakatlık sonrası kazanmayı alışkanlık haline getirdiği önemli turnuvalarda ne yapacağı en büyük merak konusu.


Tam olarak az önce Matosevic'i 6-1/6-2'lik 2 sette geçerek 3. turda Kohlschreiber'in rakibi oldu.
İlk sette daha temposuz daha basit bir oyun vardı. 4-0'ken ilk oyununu alan Mato adeta seti kazannmış gibi sevindi. Sandalyesine müthiş bir gururla oturdu. Tabi o da napsın haklı.

2. sette Nadal 2-0 geriye düştü ve burada oyunun temposu biraz yükseldi. 2. set çok daha seyir zevkli ve Mato'nun da katkılarıyla biraz daha heyecanlı geçse de çok net bir skorla, 6-2'yle sonuçlandı Rafa lehine.

Maç istatistikleri oldukça tatsız. Nadal 8 winner, 0 ace.
Ben dizleri zorlamama adına alarm vermeden tam oyununu oynamadığını düşünüyorum. Bu açıdan Galatasaray'a da benzetiyorum. Gol yemeden top oynamaya başlamıyor.
Olan da taraftara oluyor. Heyecan, heyecan ve heyecan.



Maç esnasında Mato Nadal'ın düzenli su şişelerini kasıtlı biçimde tekmeliyor. Nadal'In tepkisi şahane. Hokka burnu kunduzlaştırma ve buna senkronize bir omuz silkiş..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder