7 Temmuz 2013 Pazar

Wimbledon 2013 Tek Erkekler Finali






77 yıllık hasretin kulaklarda yankılanıp vuslatla noktalandığı gürültülü Wimbledon finali.

Biraz taraflı bakış açımdan kaynaklanabilir ama çoğunlukla realistim, 2013 RG finalinden daha zevksizdi.

Andy Murray-Novak Djokovic arasında kıyasıya mücadele bekliyorduk, belki 5. sete uzayan bir maç.. Ancak öyle olmadı. Novak Djokovic; kendisinin lügatında var olmadığına inandığımız 'pes etmek' deyimini tüm mimikleriyle içimize işleyerek Andy Murray'e adeta teslim oldu.

Zaman zaman oyununu yükseltse de maçın genelinde oldukça düşük bir mentalitedeydi. Lisicki bile Bartoli karşısında daha dirayetliydi.

Set skorları 6-4/7-5/6-4. İkinci ve üçüncü sette dönüm noktası olabilecek yerler vardı ancak Djokovic kendi yarattığı bu şansları değerlendiremedi. Son sette, Murray'nin servis oyununda, zilyon tane maç puanı kurtarıp, milyon tane oyun puanı harcadı. Bi ümitlendik bi çöktük, dalgalandık durulduk, çiçek açıp solduk.. En sonunda Murray de noktayı koydu.







Benim açımdan tam bir yıkımdı. Geçen yıl finalde Murray'i destekliyordum gayet ancak bu sene azgın, holigan, kupaya susamış, İngiliz asaletinden nasibini almamış, tenisin naifliğinden bihaber kort seyircisi -ki içlerinde Gerard Butler da var maalesef- beni ekran karşısında çığrımdan çıkarttı.

Yarı finalde 90'lı Janowicz servisine çift hatayla başladığında çılgınlar gibi alkışlayıp 'come on Andy' pöykürüşleriyle Fransız seyircileri mumla arattılar.

Aynı maçta Murray de yeterince çirkefti. Momentumu yakaladığından, hava karardığı için çatının kapanmasına mızıkçı bir çocuk gibi itiraz etti. Oysa Ivan Lendl bile güneş gözlüklerini çıkarmıştı.






Taraflardan birinin Britanyalı olduğu bir Wimbledon maçı yerine, Güney Afrika'da vuvuzelalı Azarenka-Sharapova maçı seyretmeyi tercih ederim.

Bu çığrından çıkmış seyirci beni öyle çığrımdan çıkarttı ki deliler gibi Djokovic'i destekledim.

Djokovicin bir itirazında Fransız reaksiyon verdiler mesela, hiç olmazdı daha önce.

Neyse Murray kazandı, boxına çıktı. -bu boxındakilere sarılma olayını en iyi Nadal yapıyor bence.
 2008 Wimbledon finalinde İspanya Kralına terli terli sarılması, 2012 Roland Garros'ta amcası Toni Nadal'a tutkal gibi yapışmasıyla 'boxa tırmanmanın hakkını verdi'- Andy Murray o kadar tırmandı, tırmandı.. Sadece şöyle bir selamlaştı, ANNESİNİ DE UNUTTU! Judy Murray nasıl unutulur aklım almıyor.!



Seremonide de Wimbledon şampiyonluğu defalarca vurgulandı. 77 yıl vurgusu da yapıldı.




En tatsız Wimbledon, En tatsız seyirci, En tatsız final...


Maçın en ilginç görüntülerinden biri de İngiltere başbakanı David Cameron'ın arkasında açılan İskoç Bayrağı'ydı :)






Neyse bu Wimbledon'dan aklımda kalan... Vay anasını Fernando Verdasco'yla Ana Ivanovic bir ara çıkıyor muymuş!?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder